4 Mayıs 2010 Salı
16 Eylül 2009 Çarşamba
Lesbisk om Tyrkiet
Dün gece uyanınca oturttu karşısına, abartısız bir saat blablabla, bikbikbik.
Artık Türkiyedeymişiz. Tavırlarım, konuşmalarım, herbişeyim buna göre olmalıymış. 3 sene olmuşmuş ama ben hala şivemi değiştirememişim. Hala abuk sabuk Türkçe konuşuyormuşum Defterlerime bakıyormuş, güzel yazıyormuşum ama nedense hiç güzel konuşmuyomuşum. Bilerek mi yapıyomuşmuşum. İnadına mı yapıyomuşum.. Yuhh. Ya bu kadar niye üstüme geliosun baba yaa. Danimarkayı unutacakmışım. Artık buraya adapte olacakmışmışım. Bak sen! Madem çok seviyodun burayı niye kalkıp oraya gittin? Burada kazansaydın paranı :@ Niye bir Danimarkalı ile evlendin? İşine geldi di mi sarışın mavi gözlü kadın?! Ona göre benim şiveli konuşmam ayıpmış ya olaya bakarmısın günlük! Yoruldum artık. Çok savaş verdim ama artık savaşacak gücüm yok günlük. Kabul ediyorum artık! Türkiye'deyim!
Lesbisk
Babamla atışmalarımızdan başka şeyler de düşündüm. Sınırlamadım kendimi düşünce konusunda. Bol bol düşünmek istedim. Düşünüpte bulmak istedim.
Günlük, ben artık 'oturmak' istiyorum. Ne olduğumu bilmek, buna göre yol çizmek istiyorum hayatıma. Ve buna göre yaşamak. Her konuda... Çünkü bu şekilde rahat olsamda, kendimi çocuk gibi görüyorum hep. Hep babasının kuzusu, annesinin balı. Bunu kabuledebilen kaç kişi vardır bilmem ama ben kabul ediyorum ki, benim kişiliğim hala oturmadı. 20 yaşımdayım neredeyse. Banada yuh! Milliyetten başladım, cinsiyetten çıktım. Türkiye'deyim, bunun koşullarını kabullenmekten başka şansım yok. Eğer öyleyse, isyan etmeyip uyacağım bu duruma. Türkiyedeyim. Bu kadar basit. Danimarka artık mazide kaldı. Belki tatillere giderim, belki ileride orada yaşarım bilmiyorum ama günün gerçeğine bakacak olursak, Türkiyedeyim. Ne babamı üzmeye, ne kendimi germeye gerek yok artık. Biliyorum çok sayıda yazdım ama yazdıkça rahatlıyorum; Türkiyedeyim :p Milliyeti bulduk rahatladık. Sıra geldi cinsiyete.. Cinsiyetten kastımı anladın sen. Tercih mi demem lazım? Babam haklı, hala Türkçem kıvamında değil, bazı kelimeleri oturtamıyorum. Herneyse, sen anlamışsındır bu bana yeter. Günlük, ben Mübeccel'i seviyorum. Buna da eminim. Hislerime güvenirim. Tamam kişilik oturmadı dedik ama, o kadar da değil. Mesela kereviz sevmem, Mübecceli severim. Bunlar net şeyler :) Daha önce de yazmıştımya sana hani, hiç bir erkekle öpüşmedim, hatta düşüncesinden bile iğrendim diye... Bu konuda da kendimi zorlamama gerek yok artık. Lezbiyenim lan. Ayıpsa ayıp, günahsa günah. Kim ne derse desin. Banane! Açık açık söylemek istiyorum herkese herşeyi. Ama bende öyle bir baba var ki, al ortaçağa LOTR filmine koy hiç sırıtmaz oynar. Hala orada çünkü. Kılıcını çeker, ortamdan keser yani. Bunu da götüm yemiyo açıkçası :p Yaşamak güzel şey. Hem daha ne yaşadım ki? Yaşanacak çok şey var. Yani anlayacağın henüz bağıra çağıra 'ben buyum lannn' demek için önümde biraz süre var :)) Olay sadece öpüşmekte değil aslında biliyormusun günlük? Duygular günlük. Duygular.. Sen anlamazsın. Sadece cinsel istek değil eşcinsellik. Ama ne yazık ki öyle görülüyor dışarıdan di mi? Ne bileyim bi çift gay gördükleri zaman insanların aklına sadece "bunlar düzüşüyor" düşünceleri geliyor. Hiç aşk yaşadıkları düşünülmüyor mesela. Sadece düzüşmek için birbirleriyle beraberler zihniyeti var insanlarda. Buna şahit oldum bir barda. Ama hiç Türkiyede bir lezbiyen çift görüpte onlara bakanların düşüncelerini okuma şansım olmadı ne yazık ki. Ama bu şansı elde etseydim de değişen bir şey olacağını sanmıyorum. Bu seferde "bunlar yalaşıyor" düşünceleri hasıl olacaktır burada. Buna da eminim, nah buraya yazıyorum. Sadece yalamak için.. Sadece düzüşmek için.. Sevemezler bunlar birbirlerini gerçekten değil mi? Bu nasıl bir mantık yaa! Avrupada böyle değil ama işte. Zihniyet meselesi bu. Yetişme, öğretilme meselesi. Burada herkes kendi fikriyle yaşamıyor. Genelde aile ne öğretiyorsa, insan onu yaşıyor. Bu babamdan da belli. Babannem değil ama dedem de babam gibiymiş hayata karşı. Sert. Herneyse.. Elbette genelleme yapmak doğru değil hiç bir konuda. Avrupada da karşıtları var elbette. Ama burada linç edilebilirsin. Orada iş oraya varmaz. Burada buna karşıtlık oranı %95i geçer, ama orada yarıdan fazla sempatiyle bakar insanların. Karışmaz. Daha doğrusu ilgilenmez. Aynı fikirde olmasa da senin tercihine saygı duyar. İşim zor. Duygusal seviyorum günlük.. Hiç "bi yalasam, bi yalatsam" düşüncesi geçmedi zihnimden mesela Mübeccele karşı. Tamamen duygusal bakıyorum. Elbette öpmek doyasıya sarılmak istedim çokça. Ama bu insanların bizi düşünecekleri gibi değil. Hisler var. Rahatlık var. Güven var. Bunların hiçbiri hiçbir erkeğe karşı duyduğum hisler değil. Hiç olmadı. Şimdi sakın bana 'doğru erkeği bulamadığın için olabilir mi?" klişesini yapma bozuşuruz! Alakası bile yok çünkü. Sende beni iyice çocuk yaptın. Bu triplerinle beni uyuz ediyosun bazen. Ama seviyorum yine de seni. Senelerce deftere yazdım günlüklerimi. Ama açılıp okundular. Sen başkasın, daha güvendesin. Daha rahatım seninle. Hem kağıt ziyanı ile ormanları da yok etmiyoruz :p Haa bu arada ben oruca devam biliyomusun? Sorma.. Geçen sahura katıldımya, sabah babam gidince annemden kahvaltı istedim. Kadın vermedi ya :S Söz vermişmiş kocasına. Ya annemin bana olan sevgisindenşüphem yok ama, bazen çevremdeki anne-kızlardan gözlemleyip düşünüyorum bir anne kocasına verdiği söz için yavrusuna nasıl kıyar ya :S Aklıma ya filmlere konu olacak aşklar geliyor bunların ilişkisinde, yada tavşanlar (bkz. Tavşanlar gibi düzüşmek) Hayır kadın nasıl bir tatmin yaşıyorsa bazen uykudan uyandırıyor sesleri yeminlen :) Yavru ben oluyorum tabi. Ve bana kahvaltı vermediği için de kıymış oluyo :p Kendi yiyo bi güzel ama! Ben bütün gün aç. Zaten yediğim şuncacık bişi, onu da yemiyorum sonra sinirimden! Neyse, az kaldı zaten oruçların bitmesine zannedersem :) Milliyet ve cinsiyet oturumundan sonra sıra dinde ama hiç bu konuyu düşünme iştahım yok nedense. Şimdi yatıyorum. Daha anlatacağım çok şey var günlük bazında ama sabah dershane var, uyumalıyım biraz daha.. Görüşürüz...
♀♀
Uyku
Blogspot
2 gündür giremiyordum sana. Boşladığımdan değil, teknik sebeplerden...
Neyse ki bugün UltraSurf 9.5 diye bir program tavsiye ettilerde, yükleyip girdim...
Problem neydi bilmem. Ama sanırım bir tek ben de değilmiş, çok kişi girememiş.
14 Eylül 2009 Pazartesi
Kabus
2 gündür oruç tutuyordum.
Hele bugün babamda evdeydi, ben de evdeydim. Tam bir kabustu!
Hiç boşuna bekleme beni. Önce bi kendime geleyim!!
12 Eylül 2009 Cumartesi
Aşk Kokusu
Nasılsın bakalım görüşmeyeli? Ben çok iyiyim. Zaten burada konu benim.
Sana hal-hatır sormam terbiyemden sadece :p Çok iyi hissediyorum kendimi!
Bugün hiçbirşey canımı sıkmadı, hiçbir aksilik olmadı, herşey çok iyiydi...
Öncelikle bildiğin gibi sabah geç gittim derhaneye. Bu günün ilk artısıydı tabi :)
Daha sonraki artılar ise saymakla bitmez. Dershaneye gittim, 2. derse girdim.
Sınıfa girer girmez sevgilimin gülen gözleriyle karşılaştım. Işıkla bakıyordu bana.
Selamlaştık, yanağından öptüm. Öperken içime çektim, soktum çıkardım içime..
"Nerede kaldın?" dedi, özlemiş besbelli :p Anlattım, "yaramazsın sen" dedi, güldü.
Gülüşü bile bir başka günlük. Anlatamam ki. Ne sana, nede kendime. Bambaşka!
Hoş-beş yaparken Murat balkondan geldi. Bir diğer artı da o oldu zaten. Şöyle ki,
Dünkü suratından eser yoktu. Sanki hiçbirşey olmamış, hiçbirşey sormamış gibi..
Çok sevindim onun da bu haline.. Çünkü gerçekten üzülmüştüm onun haline ya..
Haa bu arada, Mübeccel'in yanına geçtim ben dün. Anlatmamışım sana şekerim..
Dün kendisi yanına oturmamı söylemişti. Ben de zıplamıştım tabi. Kaçırırmıyım ;)
Murat da bi öne, benim boşalttığım sıraya oturdu ki aramıza yabancı girmesin :p
Beraber oturmak ders açısından iyi olmadı tabi. Hep daha yakınına sokuluyorum,
kokusunu daha çok hissetmek istiyorum. Bacaklarımız yanyana değiyor birbirine.
Gel de ders işle! Canım sevgilim yine derslerde numberone, hocaların gözdesi...
Zeki hatunum benim :p Çok sevdim be günlük. Acaip bağlanmış durumdayım!!
Her teneffüs beraberdik. Hep konuştuk. Bildiğin, kardeşten ileri olduk. Süper!!
Bitmedi... Çıkışta napıyorsun diye sordu bana. Ben değil ha, o sordu düşününüz!
"Bir planım yok, senin var mı?" diye sordum, kahve içelim dedi. Tamam dedim.
Benim yapmayı, söylemeyi düşündüklerimi kendisi bana söylüyor! Şaşkınım!!!
Çıkışta beraber indik, plazanın kapısından çıkarken zibidi Murat bok etti olayı :
"Hayırdır kızlar ne tarafa?" İçimden bir ses "Ananın..." dedi, ama ben sustum..
Aşkım "kahve içmeye gidiyoruz, sen de gelsene" dedi. O an kaynar sular döküldü
Başbaşa vakit hayallerim suya düşmüştü. Neyse, gittik zıkkımlandık. Kalktık...
Murat ayrıldı bizden. Mübeccel'im, "işin yoksa bize gidelim mi?" demez mi?! :o
Hiiiiçç naza çekmedim. Ama şaşırmıştım. Daha tanıştığımız kaç gün ki eve çağırdı.
Ama mutlu da olmuştum, çünkü artık kendime "Tanıştığın kaç gün ki aşık oldun"
diye kızmayacağım. Çünkü o daha tehlikelisini yaptı, beni eve çağırdı tanımadan!
Dolmuşa bindik. Sonra türlü türlü şeyler geçti aklımdan yol boyunca. Acabalar...
Acaba o da mı lezbiyen? Acaba evde bana saldıracak mı? Tecavüz mü edecek?
Ah keşke! Bu düşünce beni benden aldı. Keşke dedim, bana sahip olmak istese.
Sonra da tabi kötü düşünceler geçti.. Ya organ mafyasıysa, ya kadın satıcısıysa ?
Defettim hemen bu şeytani düşünceleri başımdan. Ama tırsmadım değil hani :p
*
--Pff annem yardım istiyor sofra için-- Gelicem az sonra...
*
Geldim.. Pek bi hamarattım günlük :p Çay demledim, sonracııma kaşar kestim.
Çatalları bile çıkardım masaya dizdim :) Yarın ben de oruçluymuşum :( Pff !!
Neyse, nerde kalmıştık? Hee dolmuştan indik, evlerine gittik. Anneciği evdeydi.
Tanıştık. Pek sevdi beni kanımca :) E sevilmeyecek kızmıyım ben günlük? I ıhh.
Annesiyle oturduk çay içtik, kendimi anlattım işte. M'in odasına geçtik sonra..
Ve bir şok daha! Duvarda kimin posterleri var günlük tahmin et? BenDeniz !!
Yok lan, bendeniz değil, şarkıcı olan Deniz. Deniz Çelik nam-ı diğer BenDeniz lan!
O an ben bittim günlük. Dedim ben kesin cennetteyim. Bu da huri'm :))
Babannem derdi; ölünce erkeğe huri, kadına nuri verilcek diye :p Gülerdik :)
Bana yine huri düştü :) Günlük, sanki kader yazmış bizi. Senaryoya bakarmısın!
Sen kalk Kopenhagen'den, Bursa'ya gel. Bir tane Türk şarkıcı beğen sadece...
Sonra bir Türk kızına aşık ol, herşeyiyle beğen, o da senin şarkıcının fanı olsun!
Yuh artık kadere bak! Ben hiç BenDeniz dinlenen bir cafeye bile rastlamazken!
Sevdiğim kız, BenDeniz Fan Club üyesi çıksın! Seviyorum lan seni tanrı! Muckk!
Odaya girmemle ufak çaplı bir çığlık basmam bir oldu! Kızım şaşırdı noluyo diye!
Anlattım: "Rock dinlerim, P!nk severim ama yerli olarak tek BenDeniz dinlerim"
O benden çok sevindi :) Sevinmeye yer arıyoruz karşılıklı günlük :) Çok iyiyiz !!
O da ilk çıktığı günden beri sevdiğini söyledi. O çalarken hep oynarmış küçükken.
BenDeniz Fan Club varmış nette, ona üyeymiş. İnternetten girdik hemen, baktık.
Bana referans oldu ben de üye oldum. Üye adımın anlamını sordu, diyemedim :)
Sonra msn'lerimizi ekledik karşılıklı, yemek hazırlayayım mı dedi, yemedim..
Düşünceli sevgilim benim. Kendi oruçken ben yiyebilir miyim hiç? I-ıh yiyemem!
Sonra üstünü değişti. Eşofmanlarını giydi benim yanımda. Utandım çok xD Öhöö.
Gömleğini çıkarırken baktım ama eşofman altı giyerken kaçırdım gözlerimi...
Büyükler. Benimkilerden büyükler.. Zaten dıştanda belli ama sutyenden taşıyor!
Tahminimin ötesindeler yani :) Sevindim. Bir de çok bakımlı. O da tahmin ötesi!
Odasını ve kremlerini gören kokoş sanar ama değil işte. Öyle de ölçülüdür...
Gömleği çıkarırken gerilen omuz ve göğsünü sadece safça koklamak istedim.
Sadece koklamak günlük! Çünkü o kadar temiz ki! O kadar 'kadın' ki. O derece !!
Bana da eşofman isteyip-istemediğimi sordu. Rahat ol dedi. Ben rahatım dedim.
Nasıl rahat olmayayım ki günlük? Üstümdekiler beni nasıl sıkabilirdi ki o an ??
Dün hayatımın en yoğun aşkıyla, en temiz, en saf haliyle sevdiğim ama imkansız
olarak görerek, hayalkırıklıklarıyla ağladığım, hakkında bir gün kaybedeceğimi
düşünerek korkularla hıçkırdığım sevgilimin evindeyim, kankayız tabir-i caizse..
Her şey çok hızlı oluyor günlük! Tanışmamız, hislerim, beğenim, samimiyetimiz..
Çok korkuyorum. Yine babannemin biir sözü var bu konuya en en en uygun olur;
"Hızlı koşan atın boku çabuk düşer" derdi rahmetli. Bozulmasından korkuyorum!
Yada ne bileyim, rüya olmasından. Kendimi cimcirmeye de kıyamam ki :p
Herşeyi oluruna bıraktım günlük. Yavaş çok yavaş hareket etmek zorundayım.
Kaçırmamalıyım Mübecceli hayatımdan. Ben bir ömür platonik sevmeye razıyım!
Ama bir ömür kaybetmeye hiç razı değilim. Mutlaka hayatımda olmalı. Olmalı!
Belki arkadaş olarak, belki sevgili olarak, belki de bi kanun çıkar evleniriz! Ohşh!
Hayallerle yaşamayı çoktan öğrendim. Ama hayallerimin öznesi karşımda işte!!
Sonrası kız sohbetiydi.. Eften püften havadan sudan ottan boktan püsürden işte.
Çok güzel vakit geçirdik, çok mutluydum ayrılırken. Dolmuşa kadar geçirdi beni.
Yarın görüşmek için sözleştik. "Uslu kız ol, erken gel geç kalma derslere" dedi :)
Hiç geç kalır mıyım artık bitanem? Sen oradayken, ben dururmuyum hiç evde?
♀♀
Edit: Lan günlük, seni renklendirdik o kadar uğraştık, bu arada bunu da hatırlatayım dedim!
11 Eylül 2009 Cuma
Kahvaltı
Bugün babamın erkenden işi vardı, erken çıktı. Giderken bana "artık kendin gidebilirsin değil mi dershanene" dedi. Ben de "Sikker Fader (Tabi Baba)" dedim sonrada zılgıtı yedim pek tabi :)neden türkçe konuşmuyormuşumda bik bik bik.. Babam çıktığına göre, ilk dersi asmaya karar verdim. Şimdi güzel bi kahvaltı hazırlıyor moder :) Ayh ben özledim Denmark'ı günlük yaa :S
Sonra ver elini dershane... Akşam yazarım sana yine.. Şimdilik "farvel / bye" :)
♀♀
Lan
Babam az önce anneme "bu kızın hastalığı bitmedi mi, oruç tutsun artık" dedi :S
Napıcam ben lan! Tutturtcak bu adam bana oruç bu gidişle! Böhüüü lan!
Annem de oruç tutmuor, hatta müslüman bile deil ama ona karışmıor!
Ya anne sen neden ağzını açıp "kızı rahat bırak" demessin ki!!!! Ühüüü
♀♀
Eskiler
Cinsel tercihimden başlayayım... Tercihim hemcinslerimdir. Hem duygusal, hem bedenen. Bu net. Ama aklımı kurcalayan, "ben %100 lezbiyenim" diyemediğim bir nokta da var ki o da pipileri de seviyor olmam! Diyeceksin ki şimdi, senin yaşın başın kaç ki, pipi mipi sayıklıyosun!
Sana; "Hoopp günlük! Denmark'ta bu işlerin başlangıcı 15 yaşı geçmez!" derim apışıp kalırsın :p
Sanma ki oralar burası gibi.. Tecrübe konuşuor herhalde kızım :) Sen ekmeğe agu derken, ben ceviz kırıyordum delüü :P:p Öhömm. Neyse, ciddi olalım. Hemen yavşıyosun ama sen.. Olmas ki böle allaalaa..
Günlük, bak benim iki tane sevgilim oldu gerçek anlamda. İkisi de kızdı, ikisi de Danish. Defalarca birliktelik yaşadık ikisiyle de. Hatta bazen üçümüz bir aradaydık. İkisi ile de duygusallıklar yaşadım. İkisiyle de öpüştüm. İkisini de sevdim.
Ama bunların yanında iki farklı erkekten 5 kez de pipi tadı almışlığım da var. Ama ikisiyle de sevgili olmadım, ikisini de sevmedim, ikisini de hiç öpmedim. Oral sex bile yapmadım. Sadece organları birleştirdik. Huuoopp Transformers!
Bütün bunların toplamında, belki 15 kere 'biri ile çıplak olarak yatakta yattım'. Bu tecrübelerin çoğu kız, azı erkekti. Ama ben ikisinden de zevk aldım! İşte kafamı kurcalayan bu..
Şu kısacık hayatımda hiç bir erkeğe "aa ne yakışıklıymış" diye bakmadım. Hiçbir erkeğe duygusal birşeyler beslemedim. Ve hiçbir erkeği öpmedim babam dışında. O da yanaktan tabi :)
Bir erkeği öpme fikri midemi bulandırdı herzaman. Ama pipilerinden hoşlandım. Daha doğrusu içimde olmasından. Yani sadece organdan. Bunu ilk sevgilim Jette'ye de açtım. Strap diye bir sahte penisle aşabileceğimizi söylemişti bunu, ama paramız yetmedi alamamıştık :p
Bu penis-vajina birlikteliğinin karşılığında ise, birçok kızdan hoşlandım, birçok kıza alıcı gözle baktım, iki kızı öptüm, ikisine de aşık oldum. Hiç bir kızın hiçbirşeyinden iğrenmedim. Ve ilişkilerde pipiden aldığım zevkten çok farklı bir zevk aldım. Durum bu.. Geçmiş bu...
Şimdi bana ben bunları niye şimdiye kadar bilmiyordum diye surat asma sakın... Sen yoktun ki :)
Türkiye'ye geldiğimden beridir de kimse ile birlikte olmadım. Ve şu an aşığım. Sevdiğim kişi Türk. Lezbiyenliğe bakış açısından ise hiiç ama hiç haberim yok. Zavallı durumdayım!
♀♀
Aşık Oldum
Kendimi çok mutlu hissediyorum! Resmen aşık oldum! İçim kıpır kıpır, çok büyük heyecan içindeyim! Diyeceksin ki 'hoppala nerden çıktı şimdi'.. Haklısın.. Hemde öyle bir yerden, öyle bir zamanda çıktı ki. Hiç ummazdım kendimden. Bi kere şunu söyliim ki Muğrat'a bir özür borcum var. Geçen gün onu kınamıştım bana asılmak üzere, daha kaç günlük tanışız diye. Ama aynısı benim başıma geldi. Ve inanamıyorum! Uyuyamıyorum heyecandan! Günlük ben aşık oldum. Hem de Mübeccel'e. Hani şu daha tanıştığımız bir hafta bile olmayan Mübeccel.. Hani evlenilecek kız diye yazdığım Mübeccel.. Hani şu babamın onu görse benim kızım bu olmalıydı diyeceği Mübeccel.. Hani şu her fırsatta övdüğüm, çok efendi bi kıs dediğim Mübeccel'e yaa! Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama gönlüm kaydı işte! Pır pır ediyor yüreğim! Ama platonik bir aşk bu tabi! Ve gerçeğe dönüşme ihtimali binde bir belki. Lezbiyenim desem tepkisi ne olur bilmem. Belki efendiliğinden "yanındayım" der. Belki de gerçekten yandaşımızdır bilmiyorum. Ama "Lezbiyenim+Seni Seviyorum" dersem ne olur, onu hiç ama hiç bilmiyorum. Düşünmüyorum da. Tasavvur edemiyorum günlük! Horgörülmekten, aşağılanmaktan, yüzçevrilmekten korkuyorum! Hayalkırıklığından korkuyorum, yaşamaktan ve yaşatmaktan.. Ama olsun. Mutluyum. Çok mutluyum! Şiir yazasım bile var lan günlük! O dereceyim :)
Artık bir sevgilim var o bilmese de!
O yüzden: ♀♀
9 Eylül 2009 Çarşamba
Opss
Canım sıkkın. Önsezilerim gerçekleşmek üzere!! Murat bana çıktığım birinin olup-olmadığını sordu! Çüşş yani! Lan dün bir bugün iki. Hiç yüz vermeye gelmeyecek mi bu erkek milleti?! Ya bir kız ile bir erkek normal dost-arkadaş olamazlar mı?! Anlayamıyorum bu zihniyeti! İlla sokmalılar mı pipilerini iki muhabbet çevirmek için?! Üstüne bir de haber okudum bugün. Nişanlısı ile küsen bi kıs, dost bildiği normal erkek arkadaşına gidiyor sohbete belki biraz efkar dağıtmaya, açılmaya, belki ağlayacak bir omuz aramaya. Ama ne oluyor sonra biliyor musun günlük? Bu normal erkek arkadaş, manevi desteğe ihtiyacı olan nişanlı kıza bedeni destek veriyor! Zikiyor kızı ya. Hem de zorla. Tecavüz ediyor ya. Türkiye'de oluyor bu hemde. Babamın 15 sene boyunca bana insanlarını övdüğü Türkiye hani. Pehh!
Günün başında Murat'ın bu sorusu, ardındanda bu haberi okuduktan sonra gelde inan kadın-erkek dostluğunun olabilirliğine şimdi hadi! Ya ne gerek vardı şimdi be Murat! Offf diyorum!
Neyse, yukarıda bahsettiğim gibi sordu aynen. Yok desem yetmeyecek biliyorum! Yok desem teklif edecek biliyorum! "Tercihlerim farklı" diyebildim yarımağızla. Anlamamazlığa vurdu, bu seferde sinirle "lezbiyenim ben!" dedim. "Hııı öyle mi, anladım" diyebildi ama yıkıldığını çok net görebildim günlük. Hani "Evet, çıktığım biri var" deseydim bu denli yıkılmazdı buna eminim! Yada teklif yapsaydı da kabul etmeseydim, yine bu denli yıkılmazdı. Konduramadı beni. Yıkılışı ondan. Sevdiceği kötü yola düşen ama onu ordan çekip kurtaramayan mahzun erkek bakışları attı durdu bütün gün. Ya hayır yani bir şırpıntılık mı yaptım da cesaretlendi diye de düşünüyorum ama yok. Gayet usluydum. Hem daha tanışalı 3-4 gün oldu be günlük! Deli cesareti diyorum, başka da birşey diyemiyorum. Günümü bu kapsadı tamamen. Düşündüm durdum. Hoş neyi düşündüğümü de bilmiyorum. Hiç bir derse veremedim kendimi. Düşünmekten kalan zamanda da Mübeccel ile havadan-sudan, çarşıdan-pazardan sohbet ettik. Her geçen gün çok daha fazla ısınıyorum bu kıza ben. Müthiş biri!
♀
8 Eylül 2009 Salı
Sıkıştım
Evlenilecek Erkek
Bugün de Muratla haşır-neşir oldum. İyice bi araştırdım girdim çıktım iyice :p
Öncelikle belirteyim, geçen gün bana yaptığı masraf için dün uzattığım 5 TLyi de almadığı için, bugün bir Marlboro sigara alıp zorla sıkıştırdım cebine! Altında kalamam :p Ezilirim sonra :)
İyice sosyolog-psikolog gibi bişi oldum. Dün Mübeccel'in, bugün Murat'ın aile soy sop yedi düvelini öğrendim :) Ve sana aktarmaya karar verdim. Çünkü şimdilik sadece bu iki kişi ile arkadaşım koca dershanede. Diğerleri ile pek tanışma gereği bile duymadım. Onlar hala 'The Others' :)
Murat; kumral, takriben 170 boylarında, ve takriben 120-130 kg çekebilecek bir çocuk. Yüzü çok iyi ama. Yakışıklı yani. Zayıf olsa bi ton kız götürür. Yada kızlar onu götürür :) O derece güzel bir yüzü kaşı gözü var anlıycaın. Çok efendi. Öyle piç tipinde değil. Sıcakkanlı ve geçen gün gördüğüm üzere yardımsever bir insan. Derslerde gayet üstün. Gözlemlediğim kadarıyla Mübeccel'in ardında, benim önümde geliyor. Oturma sıralamamız, derslere de sirayet etmiş durumda sanki. 'The Others' da mal değiller ama, bizim grup daha önde :) Neyse, bu Muğrat'ın hayali Marmara Üniversitesi/Hukuk. Ama illa ki Marmara Üni. Neden bilmem takmış kafaya :)
2 yaşındayken Türkiye'ye gelmiş bir gurbetçi. Alamancı. ilkokul çağlarında sık sık gider gelirlermiş Almanya'ya. Amcaları, dedesi falan ordaymış hala. Sınıfta benle birlikte tek Avrupai o sanırım :) Bu da biraz daha yakınlaştırıyor bizi ne alakaysa artık. Tabi insanları iki günde tanıyamayız günlük. İçi dışı bir görüyorsam da, sanki biraz biraz bana meyli var gibi geliyor bana. Bu da beni düşündürüyor. Günahını almak istemem, yada kendimi bir bok gibi göstermek istemem sana karşı ama böyle hissediyorum. Haa 'bişey mi dedi, bişey mi yaptı ki böyle düşündün' dersen de "yok, cıks, ı-ıhh" derim sana. Ama his işte. Arkadaş olarak benimsedim bi kere. İlk öyle gördüm o yüzden. Yoksa kilosundan falan değil yani. Ben takmam öyle şeylere. Tamam o göbekle çok çekici değil ama yüzüne bakılmayacak gibi de değil. Üste sen çıkarsın olur biter :p Hadi onun için de yazayım; Babam görse 'oğlum olsaydı böyle olmalıydı' der :) Kıskanmadım kiiii!!
♂
Evlenilecek Kız
Nasılsın bakalım görüşmeyeli? Özledim mi ki seni? Bakalım özlemişmiyim :) Nerde kalmıştık?
Evet, sızım sızım çantasızdım. Zor bir gündü. Sonra..
Dün:
Yine babam bıraktı dershaneye. Ama bu sefer çantamı unutmadım tabi. Demişlerya hani, bir musibet, bin nasihatten iyiymiş. Aynen doğru söylemişler. Eskilerin bu konularda kafası çalışıomuş :p
Dershanemin 3. gününde zamanında girebildim sınıfa artık :) Geç kalmadan yani. Murat ve Mübeccel ile selamlaştık. Birinin önüne, diğerinin arkasına oturdum yerime. Yan taraftaki kızlardan biri bisküvi uzattı, oğlanlardan biri ben başlamadan önceki notları isteyip istemediğimi sordu falan fişman işte. Dersten sonra balkona çıktık sigara püfürdetmeye Muratla birlikte. 5 Lira uzattım bu arada dün bana yaptığı masraflar için. Ne kadar ısrar ettiysem de almadı da almadı. Pek centilmen :) Çok sempatik çocuk bu Mu'ğ'rat. Annem olsa Muğrat der :) Malum o bir Danish ve Türkçeyi söksede bazı vurguları abartabilior hala :p Dün pekte bişey olmadı günlük. Çok şey bekleme yani. Mübeccel ile bayağı samimi olduk yalnız. Çok çok farklı bir kız. Bi kere acaip zeki. Kıskanasım var o yönünü. Sayısal-sözel demiyor, her dersin yıldızı oluyor bi kere. Doktorlukmuş rüyası. Olur valla. Pekte güzel olur. Umarım da olur. İsterim. Zor bir çocukluk geçirmiş. Alkolik baba, gündeliğe giden anne. Babası ordudaymış eskiden ama namaz kılıyor diye atılmış birkaç arkadaşıyla birlikte. Halbuki öyle yobaz dinci bi adamda değilmiş. Bi namazı varmış. Bu ordu da çok ilginç ya. Dinini yaşıyor diye adam atılır mı? Buranın ordusunun yanında kuş kadar kalsa da Denmark ordusu çok değişik. Onlarda da din zorunluluk gibi. Burada tam tersi. Zaten kim niye uğraşır insanların inançlarıyla bilmem. Anlayamadım da, anlayacağımı da sanmıyorum. Bu konu benim mal gelip mal gideceğim konulardan biri. Adam ister inanır, ister inanmaz. Kime ne ya! Herneyse, bu adam ordudan atılınca psikolojik buhran geçirmiş. Bu seferde ters yöne kaymış, inancını yitirmiş, alkole başlamış, evlerini mallarını mülklerini satmış karı-kızda yemiş, sonra Ankarayı terkedip Bursaya gelmişler. Elde avuçta birşey kalmamış, çalışmamış, ki zaten çalışacak durumda değilmiş. Annesi temizliklere gitmiş falan çocuklar ser-sefil büyümüşler. Ama son 3-4 senedir bırakmış içkiyi miçkiyi adam, bi güvenlik firmasında işe başlamış. Askeri tecrübelerinden dolayı falan kısa süre sonra müdür olmuş. Kendilerini toparlamışlar. Şimdi çok iyi maaş alıyormuş. Toki mi ne ordanda ev almışlar. Annesi de rahatlamış. Herbiri rahatlamış. Bu Mübeccel burslarla falan okumuş. Çok zor büyümüş yani. Çok acıdım anlattıkça ağlayasım geldi. Hem de hiç demogoji yapmadan, hiç abartmadan anlattı kız. utanarak ağladı. O an bittim. Sarıldım falan. Ama artık annesinden midir nedir, kız acaip yetişmiş. Her konuda bilgisi var, derslerinde başarılı, tam bir "evlenilcek kız" yani :) Umarım bozulmaz bana takılıp :P Ama onun bana takılıp bozulma ihtimali, benim ona takılıp düzelme ihtimalimden daha az :) Babam onu tanısa, kesin "benim kızım bu olmalıydı yahu" der :) Tam babamın hayallerindeki kız çocuğu yani. Kıskanmıyorum ki. Hıhh! xD
♀
Edit: Sevgilim etiketi eklendi..
6 Eylül 2009 Pazar
Sızım Sızım Çantasızım
Geciktim.. Ama elalem yatmadan önce eline alıyor günlüğünü. Biz yine de iyiyiz. Çok mızlanma! :p
Lan günlük, bugün noldu biliomusun? Nerden bileceksin tabi :) Senin işin bilmemek ki, ben anlatınca "Aaa tüh tüh" diyesin di mi ama.
Şimcik günlükcüm, bu sabah dershaneye babam bıraktı biraz geç kaldığım için. Ve çantamı babamın arabasında unuttum. Elimde defter ile kalakaldım. Düşünsene, hastayım ama pedim yok! Tiryakiyim ama sigaram yok! Derse giriyorum ama kalemim yok! Aynam yok, ıslak mendilim yok, çakmağım yok, param yok, telefonum yok, rujum yok! Yok yok yok! Başımdan kaynar sular döküldü resmen çantamın olmadığını farkedince. Meğer ne önemliymiş çantam benim için yaa. Yerim onu ben! Kıymetini yokluğunda anladım!
Eee soracaksın şimdi "ayol naptın tüm gün çantasız" diye.. Valla ne sen sor ne ben söyleyim günlük... Ama tabi sölicem xD... Şöyle ki, ilk başta "uzak kız-star-yıldız" imajımdan feragat etmem gerekti doğal olarak :) Sırama oturduğumda farkettim çantamın olmadığını ve elimi başıma koydum bir of çektim karşıki dağlar yıkıldı. Tabi herkes bana baktı o an. Bir an, çantamı getirmesini söylemek için aşağı inip marketten kontürlü telefondan babamı aramayı düşündüm ama paramın cüzdanımın da çantamda kaldığını aklıma geldi ve marketçiye öpücük vermemek için vazgeçtim tabi :) Dersin başlangıç zili de çaldı zaten hemen. Dün bahsettiğim arkamda oturan şişman çocuk "hayırdır bir yaramazlık mı var?" diye sordu, ben de "çantamı unuttum, kalemim yok" dedim, o da hemen çıkarıp verdi fazla kalemini. Tabi ardından tanışmayı da ihmal etmedi: "Adım, Murat"... Ben de "Memnun oldum, ben Meggie. Kalem için teşekkürler" dedim. Meggie deyince -ha? ney? o ne?- affallama durumu oldu tabi :) "Sibel Meggie" dedim, "bi yanım Denmark" :)
Neyse, ders başladı: Kimya. Uyuz oluyorum kimyaya. Zaten çantamı unutmuşum, bunun üstüne ilk ders kimya mı olur allasen günlük ya! :@ Bir gram dinlemedim dersi zaten. Ders boyunca çantamı düşündüm durdum... Tenefüse çıkıcam ama sigaram yok! Kahvaltı yapmamışım ama çay- açma param yok! Muayyen günümdeyim ama pedim yok! Tanıdık kimse de yok sınıfta zaten yeni gelmişim kimseyle selamım yok! Kimden sigara-para-ped alabilirim diye bile soramıyorum kendime! Pff üstüne pff çektim ders boyunca. Sonra tenefüs zili çaldı, hoca çıktı... Ben melül melül otururken arkamdaki çocuk (Murat) sigara uzattı, "kullanıyormusun?" dedi. Ben tabi mal bulmuş mağribi gibi atladım "ah evet çok teşekkür ederim, ben de zaten çantamı unutmuştum sigarasız kaldım diye üzülüyodum" dedim. Pek bi memnun oldu sanki onun sigarasını aldığım için :p Güsel kıs olmak böyle bişi işte günlük, sen anlamazsın :D Neyse, balkona çıktık. "Ben kahve alıcam, sen de ister misin?" dedi Murat. Ben de "Yok ben daha kahvaltı yapmadım, içemem şimdi" dedim. "Tamam" deyip kantine gitti. Döndüğünde elinde çay ve tost vardı. Bana yaptırmış garibim. Ve sanırım başka parası yoktu çünkü kendisine kahve almamıştı. Pek içime dokundu, hemen yelkenleri suya indirmeyi düşündüm ona karşı. Üzüldüm haline çok. "Ya niye yaptın böyle bişi? Çok düşüncelisin ama gerek yoktu" dedim. Ama aldım ve yedim tabi :) Madem alınmış, yemek lazım di mi günlük. Umarım yarın unutmam parasını iade etmeyi... Neyse, tostum bittikten sonra sigaraları yaktık. Ben yakana kadar o da yakmamıştı. Centilmenliğinden mi bilmem :) Sonra o da kendinden bahsetti. Onlarda Alamancıymış. Bu 2 yaşındayken dönmüşler. Bu orada doğmuş ama burada büyümüş. Yaşanmışlıkların benzerliği var yani. Şişman ama çok tatlı ve aslında yakışıklı bir çocuk. Sigaramı bitirdikten sonra Murat'a teşekkür ederek tuvalete gittim. Lavaboya yönelirken önümde oturan kızın çöpe ped attığını gördüm. Sonra çıktım derse girdim. Ped ihtiyacım oluştu. Ertesi tenefüste önümdeki kıza "Ya afedersin, çöpe ped attığını gördüm, ben de çantamı unuttum ama hastayım acaba fazla pedin var mı?" diye sordum. "Tabi tabi" dedi, çantasını aldı tuvalete gittik, ped verdi. Pek sevindim. Balkona çıktık kızla beraber. Ben tabi teşekkür üstüne teşekkür ediyorken kıza, Murat geldi sigara uzattı, aldım hemen. Kız kullanmıyormuş. Zaten çok hanım, tam aile kızı tabir edileninden bir kız. Esmer güzeli bişi. Konuşması, oturması-kalkması pek terbiyeli. Adı Mübeccel'miş. Onunla da böyle tanışmış olduk. Sonraki tenefüslerde de hiç değişik bir şey olmadı. Her tenefüs Murat'ın sigaralarından otlandım. Çıkışa da babam geldi zaten. Hoş gelmese napacaktım onu da bilmiyorum. Beş kuruş yoktu yanımda dolmuşa binecek.
Velhasıl, çanta bir kız için pek önemliymiş günlük.. Çok başını şişirdim biliyorum. İi tmm sustum hıhh!
♀
5 Eylül 2009 Cumartesi
İlk İzlenimler
Ders başladıktan sonra girdim sınıfıma. Tabi tüm sınıfın gözü üstüme dikildi.
Ay pek utandım hihihh.
Şöööyle bi alıcı gözle bakıştık sınıftakilerle. Onlar bana, ben onlara baktım. Biraz yavan geldi. Ama neyin ne olacağı belli olmaz tabi. Ummadık taş baş yarar derdi babannem. Bu söze de çok gülerdim. Nedense hep farklı şeyler hatırlatırdı: taş, baş, yarar fln :p töpe töpeee :P
Neyse, esmer bir kızın arkasına, şişman bir oğlanın önüne oturdum. Orası boştu nedense. Sanki benim için ayrıltılmış gibi :p Tüm sınıfı kesebiliyorum oturduğum yerden. Yalnız arkamdaki şişman oğlandan salya sesleri geliyor sanki. Tırstım :S Önümdeki kız ise hanım bi kıza benzio.
Okullar başlayana kadar hergün dershane. 16 kişiyiz sınıfta toplam. Yani benle birlikte 16 oldu.
9 kıs, 5 erkek, 1 tane de karışık. Daha tam çözemedim :p Kızların yarısı güzel, yarısı yaramas. Ama benim elime su dökemezler tabi :p Bunu da zaten sınıfa girişim belgeledi. Salyalar uçuştu havada, eller fermuarların üstüne gitti. Hissettim, kaşındı çünkü bi taraflarım :P:p Umarım kıskanç kaltaklar yoktur aralarında. Hiç sevmem kıskanç insanları. İtaat etmeyi bileceksin.. Yada ne derler, bükemediğin eli öpceksin mi ne işte öyle bişi :)
Dershaneyi genel anlamda sevdim. Temiz, havadar, kantini güzel, balkonu var genişce. Sigara sıkıntım olmas. Öğretmenler de genç genellikle. En azından bugün derse girenlerden ikisi kız, biri erkek, bayağı gençlerdi. Stajyer gibiler. Ama göreceğiz tabi ne katacaklarını hayatımıza.
♀
4 Eylül 2009 Cuma
Bedstemoder
Hayatı, daha doğrusu Türkiye hayatını babannemden öğrendim günlük.
Biraz 'pesimist' bir kadındı rahmetli. Önce herşeyin kötüsünü anlattı bana. Sonra güzelini. Önce dövdü, sonra sevdi anlıycaın. Müthiş birikimli bir insandı. Eski kadınlar tabir edileninden yani. İstanbul hanımefendisi. İlk hemşire okulu mezunlarından. Tam olarak bilemiyciim bunu ama :p Atatürkçü, modern, laik bir kadındı. Ama oğlu ona pek çekmemiş olmalı günlük :)
Danimarka'ya ilk gidildiğinde, en çabuk onun uyum sağladığını söyler babam. Avrupai bir kadındı işte. Çok tatlıydı, çok özlüyorum onu. Bana en büyük öğretisi kendimi hiç bir zaman, hiç bir kimseye ezdirmemem oldu. Her öğüt verişinde bununla başlardı. Kendi ayaklarının üstünde durmam onun vasiyetidir bana. Ben de şimdi ilk adımımı attım hayatım için. Dershaneye gidiyorum. Üniversite bekliyor beni daha. Huzurla yat bedstemoder... Çok seviyorum seni!
♀
Hej / Selam
Tanışalım mı :)
Yarı Türk, yarı Danish...
Baba Türk, anne Danish...
Çifte vatandaşlıklı, çifte kişilikli, çifte cinsiyetli...
Çifte cinsiyetini öğrenirse babası tarafından çifte ile vurulabilinecek...
Kara saçlarını babasından, mavi gözlerini annesinden alan...
Çifte kavrulmuş; Sibel Meggie bendeniz.
Yaş 19. Türkiye'ye kesin dönüş anı 16 yaş.
Türkçe biraz bozuk ama derdimi anlatamayacak kadar da değil hani :p
O kadar kursa gittik :)
Header'ı biraz nü çalıştım. Ama oradaki 'duymadım' kadınına da çok uyuz oldum. Tipi çok gıcık, sanki böyle içinde hep fesatlıklar var da dışına vurmuş gibi! Teallaaımm :p Neyse, utanmazsın umarım günlük :p
♀